Skip Navigation LinksNews
Tüm Haberleri Göster

DAÜ Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Polikistik Over Sendromu Farkındalık Yazısı

DAÜ Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Polikistik Over Sendromu Farkındalık Yazısı
Yayınlanma Tarihi: 29 Eylül 2023, Cuma

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Görevlisi Merve Yurt, Eylül ayının Polikistik Over Sendromu (PKOS) farkındalık ayı olması sebebiyle bir yazı kaleme aldı. Öğretim Görevlisi Yurt, “Eylül Polikistik Over Sendromu Farkındalık Ayı” başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:

 

“Polikistik Over Sendromu yani PKOS üreme çağındaki kadınların %10-15’inde görülen hormonal bir bozukluktur. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de genetik ve çevresel birçok faktörün PKOS gelişiminde rol oynadığı kabul edilmektedir. Anne, teyze gibi yakın aile bireylerinde PKOS’lu kadının bulunması hastalığın görülme ihtimalini oldukça artıran bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. PKOS semptomları ergenlik döneminde tüylenme (yüzde, göğüste, karında, sırtta), sivilce, düzensiz adet görme ya da hiç adet görmeme, erkeklik hormonunda artış, vücut ağırlığında artış, depresyon ve anksiyete gibi semptomlar ile kendini göstermeye başlamaktadır. Uygun bir tedavinin uygulanmadığı durumlarda bu semptomların fizyolojik sonuçları bir kadını yaşamı boyunca etkilemektedir.

“PKOS ile ilişkili olduğunu düşündüğünüz belirtiler yaşıyorsanız ve yakın aile bireylerinde PKOS var ise lütfen doktorunuza başvurunuz”

PKOS’lu kadınların yaklaşık olarak %50’si tanı almadan yaşamlarına devam etmektedirler. Erken dönemde görülen semptomlar yaşamın ilerleyen yıllarında doğurganlık ile ilgili problemlere, orta ve ileri yaşlarda ise Tip 2 diyabet, kalp damar hastalıkları gibi metabolik hastalıkların gelişimine neden olmaktadır. Uzun vadeli riskleri azaltmak için mümkün olduğunca erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir.

“PKOS Uzun Dönem Sağlık Risklerini beraberinde getirebilir”

PKOS'lu kadınlarda insülin direnci (vücut insülin hormonunun iyi kullanamıyor) sıklıkla görülen bir durumdur, bu da vücutta insülin hormonunun ve kan şekerinin yükselmesine neden olmaktadır. İnsülin hormonunun vücutta artması ise erkeklik hormonlarının üretiminin artması ve birçok hormonal ve metabolik anormalliklerin gelişimine neden olabilmektedir. Araştırmalar PKOS tanısı almış kadınların %50’sinde 40 yaş öncesi Tip 2 Diyabet ya da prediyabet gelişebileceğini bildirmiştir. Bu nedenle PKOS’lu bireylere diyet posasının bol miktarda yer aldığı, düşük glisemik indeksli karbonhidratları içeren bir beslenme planı önerilmektedir. Glisemik indeks, tüketilen besinin 2 saat boyunca kan glikozu (şekeri) üzerindeki etkisidir. Düşük glisemik indeksli yiyecekler arasında kepekli tahıl ürünleri, çavdar ekmeği, tam tahıllı ekmekleri, mercimek/kurufasülye/nohut gibi kurubaklagiller bulunmaktadır.  Yüksek glisemik indeksli yiyecekler arasında beyaz pirinç ve ekmek, patates ve basit şekerler içeren tatlılar bulunur.

Diyetteki yağ oranının yüksek, posa miktarının düşük olması insülin direnci gelişimini tetikleyebilmektedir. Bu nedenle özellikle hayvansal kaynaklı yağların azaltılması ve günlük beslenmede az yağlı proteinli besinlerin ya da bitkisel proteinlerin artırılmasına özen gösterilmelidir.

“PKOS hastalarında bireye özel uygun beslenme tedavisi ve sağlıklı vücut ağırlığının korunması oldukça önemlidir.”

Bu hastalara uygulanacak olan beslenme tedavisi, öncelikle vücut ağırlığının düzenlenmesi ve hastalık semptomlarının (mestruasyon düzeni, tüylenmede iyileşme, doğurganlık oranı artışı) azaltılmasını hedeflemektedir. Vücut ağırlığı yüksek bireylerde ağırlığının %5-10 oranındaki azalma uzun vadeli riskleri azaltabileceği bilinmektedir. Sağlıklı beslenme ve ideal vücut ağırlığının korunması ileriki aşamada gebelik oranının artmasını ve oluşabilecek diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve kanser gibi sağlık sorunlarının önlenmesini sağlayarak yaşam kalitelerinin artmasını sağlayacaktır.

PKOS'lu kadınlar için sağlıklı bir beslenme planı şunları içerebilir:

  • Besin grupları 4’e ayrılmaktadır, bunlar; süt ve süt ürünleri, et/yumurta/kurubaklagiller, sebze ve meyveler, ekmek ve tahıllardır. Her öğünde 4 besin grubuna ait besinleri tüketmeye çalışınız.
  • Düzenli beslenin ve kahvaltı dahil olmak üzere öğün atlamaktan kaçının. Düzenli olarak yemek yemek kan şekeri seviyesini sabit tutmaya yardımcı olarak insülin direncini azaltır.
  • Tereyağ, kuyruk yağı ve margarin yerine doymuş yağ oranı düşük zeytinyağı, fındık/ceviz gibi yağlı tohumları, avokado gibi sağlıklı yağ kaynaklarını tercih ediniz.
  • Yüksek posalı ve düşük glisemik indeksli (GI) karbonhidratların yanı sıra yulaf, şeker ilavesiz müsli veya tam tahıllı ekmek gibi besinleri tercih ediniz.
  • Yağlı balık ya da chia ve keten tohumu ve ceviz gibi bitki bazlı omega-3 yağ asitleri kaynaklarını beslenmenize dahil etmeye çalışın.
  • Porsiyonlarınızı küçültün ve daha sık yiyin. Her gün üç büyük öğün yemek yerine,  3-5saatte bir küçük bir öğün veya ara öğün yemeyi deneyin. Her öğününüzde protein kaynaklı bir besin ve sebze eklemeyi hedefleyin.
  • Trans yağ içeren paketlenmiş gıdalardan kaçının. Yüksek miktarda trans yağ tüketmek kalp hastalığı riskini artırır.
  • Paketlenmiş gıdaları tüketmeden önde etiketleri ve içerik listelerini kontrol etmeyi unutmayınız. 100 gram besinde 5 gram ve daha az şeker içeren besinleri tercih etmeye çalışınız.

“Günlük beslenmenizde neleri kısıtlayacağınız yerine, diyetinize dahil edebileceğiniz sağlıklı gıdalara odaklanın.”

Eve hangi bilgileri götürmeliyim?

  • Vücut ağırlığınızın %5-10 oranındaki azalma PKOS semptomlarını iyileştirebilmektedir.
  • Sağlıklı vücut ağırlığının korunması uzun vadeli PKOS komplikasyonların önlenmesine yardımcı olabilmektedir.

Bireye özel beslenme tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri PKOS tedavisi için birincil basamaktır. Bu konuda detaylı bilgi almak için lütfen diyetisyeninize ve doktorunuza danışınız.”

DAÜ Web Siteleri